YUNAK KÜRTLERİ
KOÇYAZI KASABASI KURDİ
YUNAK
SERKAN GEZER
KOCYAZI_KASABASI@hotmail.com
Orta Anadolu Kürtleri tarafindan bilinen ve bolge Kulturünun çok onemli bir degeri olan Qamişe Qul destani Yunak yöresinde yaşanmiştir. Bolgedeki dugunlerde zurnanın melankolik ve yanik sesiyle çalınnmassa olmaz diye bilinen aşk öykusü
Yunak; İç Anadolu Böigesi'nin Konya bölümünde, Konya iline bağlı bir ilçedir. Konya ilinin kuzeybatısında olan Yunak ilçesi topraklan, kuzeyde Çeltik ilçesi ve Ankara iline bağlı Haymana ve Polatlı ilçelerine sınırdır. Batıda Afyon-Emirdağ'a sınır olan ilçenin güneyinde Konya'nın Tuzlukçu, Ilgın, Kadınlıanı ilçeleri, doğu da İse Cihanbeyli ve Sarayönü ilçeleri bulunur.
İlçe merkezi Konya'ya 190 km. uzaklıktadır. 1953 yılından beri ilçe olan yerleşim birimi, dalgalı bir arazi üzerinde kuruludur. İlçe topraklarının doğusunu ve güneyini geniş düzlükler kaplar. İlçenin dolayları ise dağlıktır. Yüksek bir yayla üzerinde kurulu kasabanın deniz seviyesinden yüksekliği 1000 m. dir. Karasal iklimin hakim olduğu yörede kışlar yağışlı ve soğuk, yazlar kurak ve sıcak geçer. Yazın suların çekildiği akarsuların görüldüğü yöredeki dar ovalarda kümeler halinde ormanlar bulunur.
İlçe merkezi (17.000), Y. Piribeyli, Koçyazı, Kuzören, Turgut ve Saray kasabaları ile köylerinin toplam nüfusu 60 000 civarındadır. Nüfusun çoğunluğunu Kürtler oluşturur. Özellikle 1954-1970 yıllan arasında toprak dağıtım komisyonlarının görev yaptığı dönemlerde dışarıdan nüfus akımına uğramıştır. Toprak alamayanların bir kısmı geldikleri yerlere geri dönmüşlerdir.
Yunak ilçesi bölgedeki ulaşım ağının biraz dışında kalmıştır. Ulaşımını genellikle Konya-Afyon karayolu İle sağlar. Bucaklar ve anayol kenarında olan köylerin yollan asfalttır. Diğer köyler ise staplize yollarla merkeze bağlanmıştır. Kış aylarında ulaşım zaman zaman aksamaktadır.
Yunak ve çevresi tarihin çeşitli devirlerinde bir çok kavmin uğrak yeri olmuştur. İlçe yakınlarında Roma ve Hitit devrinden kalma tarihi kalıntılara rastlanmaktadır. Sankaya Mağaraları, Turgut kasabası Miskomid Şehir harabeleri, Harunlar köyündeki kale genellikle Konya-Afyon karayolu İle sağlar. Bucaklar ve anayol kenarında olan köylerin yollan asfalttır. Diğer köyler ise staplize yollarla merkeze bağlanmıştır. Kış aylarında ulaşım zaman zaman aksamaktadır.
Yunak ve çevresi tarihin çeşitli devirlerinde bir çok kavmin uğrak yeri olmuştur. İlçe yakınlarında Roma ve Hitit devrinden kalma tarihi kalıntılara rastlanmaktadır. Sankaya Mağaraları, Turgut kasabası Miskomid Şehir harabeleri, Harunlar köyündeki kale Osmanlı dönemlerinde Kars, Erzurum, Erzincan, Elazığ, Malatya, Maraş ve Çorum ilierine dağıldıkları; lö.yy başlarında ise doğudan batıya devam eden göçler sonunda Yunak bölgesine iskan oldukları söylenir. İskan olan 24 boydan 12^nin Bilbaşi 12'sinin de Gavcsti (tamamı Canbeg aşiretin-dendir) adını taşıdıkları ve sırasıyla Hatırlı, Koçyazı, Meşelik, Sülüklü ve Saray köylerini kurdukları, 18.yy ortalarında ise Rus istilası nedeniyle göç ederek gelen aynı aşiretlere bağlı gruplar tarafından Yunak'ın kurulduğu yaşlılar tarafından anlatılmaktadır. Yunak'a ilk yerleşen aşiretler ve bugün taşıdıkları soyadlarına göre isimleri şunlardır.
Doykanlllar: Erşan, Ürün, Ulaşlar Terkonlar: Telis, Altuner, Yavaşlar Rişwanh: Yoldaşlar, Bayatlar, SavuOar Kanklar: Ateşler, Severler, Karalar Turlar: Turoğlu, Düzbayır
Bu ailelerin Yunak'a yerleşmesinden sonra çevre köylerden ve daha sonrada Emirdağ'dan buraya göçler olmuştur. Yörükler ise 1870 yıllarında Antep, Antalya, Beyşehir yörelerinden gelmişlerdir. Bu bölgede, özellikle asimilasyon politikalarını hayata geçirmek için Yörükler getirilerek Kürt köylerine yerleştirilmişlerdir.
Özellikle Kürtlerin yaşadığı köylere yörükler yerleştirilmek istenmiş kısmen de bu başarılmıştır. Bazı köylere de Afyon'un Emirdağ ilçesinden insanlar getirilerek buralara yerleştirilmişlerdir. Ayrıca yalnız yörüklerin yaşadığı köyler kurarak Kürtleri kuşatmaya almışlardır. Devlet bu yörük köylerine her türlü yardımı yaparak onlara toprak verip güçlenmelerini sağlamıştır. Bu köyler Kargalı, Sıram, Aynktepe, Cebrail ve Sevinç'tir. Bunlardan başka Bulgaristan göçmeni olup bölgeye yerleşen muhacirler vardır. Bunlar merkez ve Haetfakılı köylerinde bulunmaktadırlar. Kürtler yoğun olarak tarım ve hayvancılıkla uğraşırken Yörükler ve Emirdağlılar genelde çocuklarını okutmaktadırlar. Devlet memuru olanlar; özellikle son yıllarda bunlardan çoğu özel tim ve asker (uzman çavuş) olmakta ve Kürt illerine giderek oralarda halka zulüm yapmaktadırlar. Tabiki bu durum köylerine geldiklerinde de devam etmektedir. Birçok olay ve tatsızlıklar meydana gelmektedir. Son yıllarda ayrışma daha da artmıştır.
Bölgede bulunan Kürtler 1960 yılma kadar kapalı bir ekonomi ile yaşamışlardır. Bütün ihtiyaçlarını kendileri karşılamış gerekli olduğunda ileri gelenler şehîre gitmişlerdir. Türk-çeyi öğrenmek gibi bir zorunlulukla 1960 yıllarından sonra karşılaşmışlardır. Özellikle radyonun köylere girmesi, okulların açılması, nisbeten yolların yapılması, kapitalist tarım araçlarının çoğalması asimilasyonda etkili olmaya başlamıştır.
Yunak halkının temel geçim kaynağı tarımdır. Bu durum hayvancılıkla beraber, özellikle köylerde kendisini net bir şekilde ortaya koyar. Ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve toprağın parçalanıp küçülmesi sonunda; köylerdeki nüfusun büyük bir kısmı Polatlı, Konya, Akşehir ve Yunak merkeze taşınmıştır. Birçok köy bakımsız ve harabe görünümündedir. Bölge Kürtlerinin önemli bir miktarı da Avrupa'da yaşamakladır.
Yunak ve köylerinde meskenlerin çoğu taş-ağaç karışımı malzemeden yapılmıştır. Bunun yanışını kerpiç evlerin ve kullanımı çok eski tarihlere uzanmayan tuğla evlerin varlığı dikkat çeker. Evler geniş bir avlu içinde ve yüksek duvarlarla çevrilidir,
Yunak Kürtlerinin tamamı Kur-manei lehçesini konuşmaktadırlar. Günlük yaşamda, köylerde özellikle ihtiyarlar Kürtçe konuşmakta, gençler ise Türkçe konuşmaktadırlar. Kürtçe öğrenmek için ciddi bir çaba içinde değildirler. Bu duruma rağmen ulusal bilinçte gelişip yaygınlaşmaktadır.
Orta Anadolu Kürtleri tarafından bilinen ve bölge Kültürünün çok önemli bir değeri olan Qamışe Qul destanı Yunak yöresinde yaşanmıştır. Bölgedeki düğünlerde zurnanın melankolik ve yanık sesiyle çahnmassa olmaz diye bilinen aşk Öyküsü dergimizin 1. sayısında Kürtçe olarak yayınlanmıştı. Geçen zaman içerisinde dergimizi arayan okuyucularımız Kürtçe konusundaki yetersizliklerini belirterek, bu destanı dergide Türkçe olarak tekrar yayınlamamızı istemişlerdi. Yunak Kürtlerini yazarken biz de Özet olarak bu destanı Türkçe olarak aktaralım.
.....Aşiret reisi Alişer bu bölgedekibir savaşta öldürülür. Onun yerine Kınco geçer ve mal varlığına el kor. Karısını zorla alır. Alişer'den 4 yaşında Mirce adında bir kız çocuğu yetim kalır. Yeni beyin karısı olan annesi hastalanır, ölür ve Mirce öksüz kahr. Onu ninesi büyütür. Yıllar geçer, Mirce güneş gibi parlayan bir genç kız olur. Genç kızlar birgiin topluca Polathisar pazarına giderler. Mirce orada gezerken Xınto ile karşılaşır. Xınto da onun gibi yetimdir. Onu dedesi büyütmüş, kendisi gibi demirci olarak yetiştirmiştir. Xmto'nun hünerli ve güçlü ellerinden geçen demir zamanın ihtiyaçlarına göre keser, balta, kama, bıçak, kalkan ve kılıç olarak şekil almaktadır. Göz göze gelen bu genç, ilk bakışla birbirlerine akan iki yıldız gibi aşık oluyorlar. Aşkları tüm çevreye yayılır. Dedesi ve tüm çevredekiler bu sevdadan vazgeçmesini isterler ve nasihatlar ederler. Ama sevdalı olan Xınto'nun kulakları duymaz, gözleri başka bir şey görmez.
Mir bu aşktan haberdar olur ve Mırce'yi Konya Paşasına vermek ister. Mirce bu durumu öğrenir ve Xıntoya anlatır. Sevdalılar birlikte kaçarlar. Akrabalarının bulunduğu köylere doğru giderler ve Mangal Dağındaki bir mağarada saklanırlar. Günler geçer, erzakları biter. Xınto ile Mirce bu çıkmazdan kurtulmak için çare ararlar ve Xınto yakındaki köye gidecek erzak getirecektir. Bu arada Mirin adamları bunları aramaktadırlar. Xınto gece gizlice köye ulaşır ve aldığı erzakla geri döner.
İlerleyen gecenin karanlığında Mirce mağaradan çıkar ve biraz oradan uzaklaşır, yolunu kaybeder ve mağaraya geri dönemez. Aç ve susuzluktan bitkin olan Mirce yere yığılır. Mırce'yi gören yabani hayvanlar ona saldırır ve öldürürler. Mirce kanlar içinde cansız yerde kalmıştır. Xmto döner ve Mırce'yi mağarada bulamaz. Ormanlık ve sazlık olan bölgede onu aramaya başlar. Dört tarafa dolanır ve ona seslenir, cevap alamaz. Yakında bulunan değirmene gider ve olanları anlatır. Değirmenci sabahın ilk ışıklarında yüksek bir yere çıkmasını kuş ve böceklerin hangi yöne doğru uçtuklarını görüp oraya doğru gitmesini öğütler, Xınto yola çıkar, değirmenci de gizlice onu takip eder. Söylenenleri yapan Xınto, Mırce'nİn cansız bedenini kanlar içinde sazlıkta bulur. Değirmenci kendisine yetişir ve birlikte Mırce'nin cansız bedenini alıp değirmene gelirler. Civar köylerden olayı duyanlar değirmene gelirler. Defin işlemi yapılır. Büyük bir kaya mezartaşı olarak kullanılır ve çiçeklerle mezar süslenir.
Kısa bir süre sonra bölge Kürtleri zalim ve acımasız olan beylerine karşı güç birliği yaparlar. Ona karşı savaşırlar, yenerler ve kafasını keser tüm ahaliye ibret olsun diye köy köy gezdirirler. Yerine Miço geçer.....
İşte kısaca özetlenen destanın hikayesi böyle. O günden günümüze çok uzun yıllar geçmesine rağmen, Orta Anadolu Kürtleri sözlü edebiyatları nedeniyle değerlerini unutmadan günümüze kadar taşımışlardır. Bölgede her kaval çalan bu aşk hikayesini bilir. Düğünlerde zurna ile çalınan bu destan halen varilliğini korumaktadır.
Dini inançları; önceleri Alevi olan bölge Kürtleri, daha sonra suni olmuşlardır. Hanefi mezhebinden-dirler. Özellikle 1975'ten sonra gelişen Ulusal sorunun çözümü konusundaki çalışma ve çabalar Yunak'ta da ses getirmiştir. DHKD ve DDKD gibi örgütler buralarda etkin olmuşlardır. 1991 yılında HEP Yunak ilçe örgütü kurulmuş ve ulusal bilincin gelişmesine katkı sunmuştur. Üniversitelerde okuyan gençler yazın Yunak'a geldiğinde bilgi ve birikimlerini insanlarımıza taşımaktadırlar. 1995 seçimlerinde EBÖB (Emek-Bang-Özgürlük Bloğu) ciddi miktarda oy almıştır. Aynı şekilde 18 Nisan 1999 Genel seçimlerinde DBP (Demokrasi ve Banş Partisi) ve HADEP (Halkın Demokrasi Partisi) önemli bir oy potansiyeline ulaşmıştır.
Yunak ilçesini tanıtırken belirtilmesi gereken diğer bir konu da bölgeden çıkmış bazı şahsiyetlerdir. Yunaklı Molla Rahim yazdığı beyitlerle tanınmıştır. Dergimizin 7. sayısında bir örnek yayınlanmıştı. Dergimiz yazarlarından olan ve geçen yıl kaybettiğimiz Osman Alabay'ı (Curikî) da anmak gerekir. Ayrıca burada isimlerini sayamadığımız, Türkiye'de ve Avrupa'da siyasal partilerde, demokratik kitle kurumlarında, insan hakları ve demokratik mücadelede yerini almış onlarca insanımızın da var olduğunu belirtelim. Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış Doç. Dr. Halil Ürün de bölge Kürtlerin dendir.
YUNAK İLÇESİ
Yerleşim Birimi Yerleşik Halkı
ilçe merkezi Kürt-Yörük
Altınöz Yörük
Aynlepe Yörük
Beşışıkh Kürt
Böğrüdelik Kürt-Muhacir
Cebrail Yörük
Çayırbaşı Kürt
Eğri kuyu Yörük
Hacıfakb Kürt
Hacıömeroğlu Kürt
Harunlar Yörük
Hatırlı Kürt
Hursunlu Emirdağ
İnıamoğlu Kürt
Karayayla Kürt
Kargalı Yörük
Kıllar Emirdağh-Kürt
Koçyazı (B) Kürt
Kuyubaşı Emirdağlı
Kuzören (B) Emirdağlı
Kurtuşağı Kürt
Meşelik Kürt
Odabaşı Kürt
Orlakışla Kürt
Ozyayla Kürt-Yörük
Saray <B) Kürt
Sertler Yrörük
Sevinç Yörük
Sıram Yörük
Sinanh(Suşe) Kürt-Yörük
Sülüklü (B) Kürt
Turgut(B) Yörük
Yavaşlı Emirdağlı
Yeşiloba Yörük
Yığar Yörük
Y.Yeşilyayla Kürt-Yörük
A. Pİribeyli (B) Kürt-Emİrdağh